top of page

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğrenci Dergisi

AYBÜ HEKİM DERGİSİ LOGO.png

NAZİ DÖNEMİ VE TIP | HEKİM DERGİSİ

Güncelleme tarihi: 8 Mar 2021



İnsanlık tarihi boyunca savaşlardan sebep olduğu kültür yıkımlarının medeniyet ve insan katliam-

larının yanı sıra bilimin kimi zaman tesadüfi kimi zaman programlı bir şekilde geliştiğini görüyoruz.Bu gelişimin savaş zamanlarında insana yarar temelinde de olmadığı gayet açıktır.Hakikaten 2.Dünya Savaş'ında bilimin özellikle tıbbın tamamen ihlaller,kişisel kaygılar ve ideolojiler üzerinden evrimleştiği kanısındayım.İnsanlığın tarihi kadar eski olan bu mesleğin temel ilkesi insan hayatı kurtarmakken bu süreçte tam tersi şekilde belirledikleri bazı prensiplere göre kimi insan gruplarının çeşitli metotlarla yok edilmesi yahut vasıfsız hale getirilmesi söz konusudur.

Bu dönemde siyaseten muhalif olanlar ve Alman gen ırkının mensubu olmayanlar ''halk sağlığı''

politikalarıyla toplama kamplarında öldrüldüler.Şimdi bu kampların muhteviyatından biraz bahsedelim ardından bu durumun nedenlerinin üzerinde duralım.(Şimdi makale harici bir bilgi vermek istiyorum.Tarihi olayları değerlendirirken lütfen o dönemin şartlarını medeniyetini ve zihniyetini bilelim. Ayrıca tarafsız bakış açısıyla yaklaşarak mukayese becerimizi kullanalım eğer bunu başaramıyorsak lütfen yorum yapmakta imtina edelim.Bu husus cidden tarih kültür hatta ne kadar nesnel olursa olsun kümülatif ilerlediğinden fen bilimleri için geçerlidir.Konumuza dönersek;) Nazilerin hangi sebeplerle iktidara geldiğini bilmeden tıbbın bu dönemki yönelimini anlayabilmemiz imkansızdır.Öncelikle Cihan harbinden yenilgiyle çıkmış Almanya 1929 ekonomik krizinden özellikle etkilenen ülkeler arasındadır.Almanya'da yaşanan bu ekonomik gerilimin sorumlusuysa iskan eden ve kozmopolit bir sermayeye sahip olan Yahudiler olarak görülmüştür.

Ayrıca Milliyetçiler kendilerini''dünyaya efendi olmaya layık millet'' olarak nitelendirmiş ve Aryan ırkının üstünlüğünü savunmuştur.Yaşanan kitlesel işsizlik,açlık ve sefillik savaşaları ve otorideki şahsın görkemi,karizmatikliği(burda karizmadan kasıt ikna gücü ve sözlerle kurduğu hakimiyettir.)

ve akıldışılığı Nazilerin iktidara gelmesine neden olmuştur.İktidara gelir gelmez yaptıkları ilk iş bakış açılara hatta kendi aralarındaki tabirle ''paradigmaya''uymayan muhalif kesimin ortadan kaldırılması oldu.Bunun teorik ve hukuki temelinin oluşumu ise en enteresan olan noktadır.

Pozitif hukukun gerekliliği olan ceza uygulamaları ve savaş amaçlı esir kamplarının oluşturulması

kuruculardan Hermann Göring'in ırk saflaştırılması ve öjeni propagandası sonrasında insanlık dışı bir hal almıştır.Tabiki burda savaş arası dönem incelendiğinde ne yazık ki daha evvelden bu tarz öjeni çalışmaları yürütülmüş.1920'lerde Psikiyatrist Prof.Dr.Alfred Hoche kitap yayımlayarak ırk ıslahının gerekliliğini belirtmiş daha vahimi ise Fizyolog Alfred Jost akıl hastalarının öldürülmesi gerektiğini savunmuştur. Anatomist A.Fischer aynı yıllarda Afrika kıtasında yaşayan yerli halkın daha alt ırk olduğunu beyan etmiştir.Daha sonrasında savaş dönemindeyse bu kimseler ve tedavisi olmayan hastalık mensubları kurban edildiler Hitler'in tek tip insan yaratma fantazisi sonucu yaşandı bu durum.Yakın savaş dönemindeyse Prof.Dr. Hoche açıkça ötenazinin uygulanması gerektiğini belirtmiş ve hukuk profesörü Rudolf Binding tarafından desteklenmiştir.Henüz bu dönemde DNA ve molekülerbiyoloji alanlarında yeterli gelişme sağlanmadığından dolayı ırk çalışmaları psikiyatristler ve fizyologlar tarafından yürütülmüştür.Gelelim Hukuki zeminin oluşturulmasına.Kalıtımsal Hastalıkardan Korunma Yasası(24.11.1933),Suça Ytakınlık ve Psikopatlardan Korunma Yasası(1.1.1934),Uyuştucudan Korunma Yasası(24.11.1934)Nüremberg Evlilik Yasası(1935)'te kabul edildi ve böylelikle etik ihlaller kanunlarca yasallaşmış oldu.

Böylelikle paradigma ve öjeni kavramları eti çerçeveye halk sağlığı politikasıyla kabul edildi.Çalışmaların yalnızca ırk alanında değil savaş esnasında askerlerin dayanıklılığının maksimum seviyeye taşınmasıda ayrıca bu politikanın içeriğindedir.Şimdi bizi enterese eden kısma gelelim.Tıbbi etik ihlellerin en yoğun olduğu dönemi inceliyoruz.Öyleki günümüzde mikropsızlaştırma anlamıyla kullanılan ''dezenfeksiyon'' kavramı o dönem için ötenazi uygulaması anlamına geliyormuş.Burda aynı şeyi Sovyetler Rusyasının psikiyatrik çalışmalarında da görüyoruz.

Maalesef ki bu dönemde hekimler devlet ideolojilerinin teorik ayağını apaçık oluşturmış hatta çoğu bu görevi vatan vazifesi olarak görüp gönüllü olarak yapmıştır.Can anlam için gönüllü hekim olmak sa ne kadar meslek ilkelerine ve Hipokrat andına uygundur bilemiyorum.Toplumsal eliminasyon aracı olmak ve ''genetik hasarlı'' olarak itham edilen grupların kısırlaştırılması veya ötenaziyle ortadan kaldırılması 1950lerle hekimlerin esas göreviymiş.(Çok ilginç bence bir otoritenin yahut fikrin neler yaptırabilceğini görelim.Çağın aydınları ve entelektüellerininse savaşla değil alanlarıyla ilgilenmiş olması burada biz hekimlerin düşünmesi gereken tartışma hususudur.)Yapay selleksiyonda mental retardasyon,epilepsi,Huntering Koresi,fiziksel deformite sahipleri,genetik körlük ve sağarlık,alkolizm ve herediter hastaları saf ırkın önünde engel olarak görülmüş ve kısırlaştırılmıştır.Böylelikle gen havuzundan ayrılması amaçlanmıştır.Bu çalışmaların temelini Fritz Lenz,Alfred Ploetz,Ernes Rudin,Henrich Himler belirlemiştir.Yasa bu hastlaık mesnuplarından farklı olarak asosyalleri,homoseksülelleri,suça yatkın olanları,Çingene ve Yahudileride kapsamıştır.

Kısırlaştırmlardaysa vazektomi ve tüp bağlanması yöntemleri kullanılmıştır.Daha nadiren radyasyon kullanılmıştır.Komplikasyonlar nedeniyle ölümler artınca kısırlaştırma cezası yasal bağlamda kaldırıldı lakin yinede devam etti mi tabiki etti.Prof.Dr.Carl Clauberg bu cezanın daha hızlı ve sistematik uygulanması için yeni yöntemler geliştirdi.Ravensburckta yine bu deneyler Dr.Schumann ve Dr.Adolf Polkorny tarafından yinede yürütüldü.Ötenazi deneyleri ise T4 kod adıyla Lepzürg Üni.Pediatrist Prof Dr.Wernwl Catel'in öncülüğünde gerçekleşti.Hitlerin ''mutlu ölümü''sağlaması isteniyordu.Tiergartenstress'te Hitlerin şahsi hekimi Carl Brant ve Prof.Dr.C. Schreider halk sağlığı politikası adı altında tüberküloz hastalığını bile kalıtsal kabul ederek ötenazi uygulamasıyla tüm hastları yok etti. Ayrıca Öjeni adına antropolojil çalışmalarda yüütüldü.Sarışın mavi gözlü süper insanı oluşturmak için alkolikler ve homoseksüeller üzerinde testler yapıldı.Aushcwitz'de ''Ölüm Meleği'' ünvanlı Dr.Joseph Mengell doğumların gizine ulaşmak için embriyolojik çalışmalar yürütmüş bu çalışmalarda 1000 çift ikiz bebek kullanmıştır.Dr. Carl Clauberg ise yapay döllenme deneylerşnde asgari 300 çinegene katletmiştir.Ayrıca 1941-45 seneleri

bulaşıcı hastalıklarla savaş amaçlandı.Özellikle sıtma ve hepatitte Dr.Gutzeit ve Dr.Schilling çalıştı ve bu kimseler Breslau Üniversitesinde öğretim üyesidir.Birde kemik kas ve kelem transplantasyonu konusunda çalışmalar yürüttüller.Ekstirimitelerini kaybeden askerlerin yeniden aktif birer aasker olması sağlanmak istendi ve gayet başarılı plantasyonlar gerçekleşti açıkçası daha sonraki dönem için faydalı tek geşilme omuz plantasyonlarıydı.Sülfanamid ,Hardal gazı,Gangren gazı deneyleri,Deniz suyu deneylerinden bahsedilebilir ancak diğer deneylere kıyasla gayet masumlardır.(Bu benim şahsi fikrim tıbbiyeliler)Diğer ırkçı ve etik dışı çalışmalar ise iskelet kolleksiyonu oluşturmak olmuş.Dr. August Hirst'e ait 115 Yahudi gaz odasında öldürülüp iskletleri Strasbourga gönderilmiştir.Bir diğer farmostatik alanda yapılan çalışmalar Dr.Edward Wirths Bayer firmasında gerçekleşmiş ve yeni ilaçlar keşfedilmiştir.Patoloji alanında Nöropatolojist Dr.Hallervorden ötenazi ile ortadan kaldırılan beyinleri incelemiştir öyleki Viyana Doğal Tarih Müzesi'nde 697 beynin teslim alındığına dair belge bulunmaktadır.Kısacası sıcak savaş SS subaylarıyla arka planda ise savaş hekimler ve politikacıların ortak çalışması ile yürütülmüştür.

Politikacılar her zaman tehdittir ve unutulmaya mahkumdur lakin biz hekimlerin aktif siyasetle hizmet etmek zorunda olduğumuz halka tehdit oluşturup ırklar arasında ayrıma gitmemiz oldukça enteresandır.Örnek olarak insan iskeletinden mobilya ve insan derisinden dövme yapan Dr.Wagner'in Alman Hekim Birliğinde görev yapması ve hala öğrencilerinin üst düzey hekimler olaral görev yapıyor olması apayrı bir tartışma konusu.Maalesef bu durum enternasyonel açıdan mesleğimizin pasifizme uğramasına ve ekonomik kaygılar nedeniyle tercih edilmesine sebep olmuştur.Nazi Dönemindeki tıp uygulamalarının kısaca tek izahı aslında etik ihlal ve yasallaşmış katliamdır.Teşhiş ve tedavinin, ''Önce zarar verme'' ilkesinin çiğnenmesiyle hekimlerin birer doğal katil oluşudur.Hümanist olmak yerine Totaliter yaklaşımla Nazi Tıp tarihinin karanlık yüzüdür.Hepimiz geleceğin hekimleri olarak zihnimize birer not düşelim

İyi Düşünmeler Efendim

Mehmet Can COŞKUNER 01.01.2020

473 görüntüleme0 yorum

İlgili Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page