top of page

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğrenci Dergisi

AYBÜ HEKİM DERGİSİ LOGO.png

ÖLÜMÜN KARASINA KARALAR KATAN HASTALIK: VEBA SALGINLARI | HEKİM DERGİSİ

Güncelleme tarihi: 8 Mar 2021



İnsanoğlu var olduğu günden bu yana sahip olduğu yaşam hakkını en iyi ve uzun şekilde kullanabilmek için elinden gelen çabayı göstermiş; hatta var olanı en verimli şekilde kullanabilmek, ölümden zaman çalmak insanlığın temel gayelerinden biri hâline gelmiştir. Bu yolda beslenmek, barınmak, temizlenmek gibi temel yapı taşlarını inşa ettikten sonra kendisine yönelik dikkati artan insanoğlu günümüzde patolojik olarak adlandırdığımız normal olmayan semptomların da farkına varmaya başlamış ve salgın hastalıklarla mücadeleye girişmiştir. Bu mücadelede çoğu insanın fazlasıyla karanlık bulduğu ölümü daha da karartan veba, Avrupa nüfusunun üçte birini hayattan kopararak Kara Ölüm olarak anılmaya başlanmıştır.

Hastalığın etkeni Yersinia Pestis, taşıyıcısı pireler olan bir bakteridir. İnsanların büyük bir çoğunluğu pirelerin aksine bulaştırıcı faktörün fareler olduğunu düşünmüş ve onlara yönelik önlemler almaya çalışarak ölüm seline kapılmaktan kendilerini kurtarmayı denemişlerdir. Ölümlerin etiyolojisinde ise gördüğümüz durum farelerin üzerindeki pirelerin ısırığı ile insanlara bulaşan Yersinia Pestis’in sebep olduğu yaygın olarak hıyarcıklı, pnömonik veya septisemik vebadır. 2-7 gün arasında değişen bir inkübasyon periyodu sonrası yüksek ateş, lenf bezlerindeki ağrılı şişlikler hıyarcıklı veba için önemli bulgulardandır. Septisemik vebada kusma ve ishalin yanı sıra renal ve kardiyolojik yetmezliklerin sonu pnömoni ve menenjit görülmesiyle sonlanır. Veba, solunum yoluyla bulaş olduğunda ciğerlere yerleşir ve göğüs ağrısı, öksürük, solunum yetmezliğine sebep olur.

Yaygın kanıya göre veba Çin başta olmak üzere Asya kıtası ve mevcut ticaret ağları üzerinden Avrupa’ya ulaşmıştır. 1347 yılında Moğolların Kırım’da bulunan bir liman şehri ve aynı zamanda Avrupalı tüccarlar için Karadeniz’de önemli bir geçiş noktası olan Kefe’ye vebalı ölüleri mancınıklarla fırlatması olayı Avrupa’da 1348 yılında nadiren görüldüğüne inanılan vebanın 1349’da Kefe’den kalkan ticaret gemilerinin varış noktası olan Sicilya üzerinden deyim yerindeyse domino etkisi yaratarak Avrupa’ya yayılmasına sebep olmuştur. Hızla artmakta olan ölümlere karşın 1349 yılında hekimler hastalığı kaptığına emin oldukları insanları ve onlarla yakın mesafede bulunmuş insanları tecrit etmişler, sağlıklı insanların imkanlar dâhilindeyse şehir sınırlarını ya da ülke sınırlarını terk etmelerini istemişlerdir. Bu hastalığın yayılmasını bir nebze olsun zorlaştıran en akıllıca önlemdir. Hekimlerin kendileri de bazen insan idrarı ile yıkanarak bazen ölü hayvanların var olduğu ortamların koruyuculuğuna inanarak hastalara müdahalede bulunmuşlardır. Aromatik yağların, güzel çiçek kokularının da hastalığa karşı bir koruma sağladığı inancı yaygınlaşmış, bu da sokaklarda çiçek demetleri satan insanların ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Hastalığın görüldüğü kasabalar ve şehirlerdeki kiliseler çanlarının bulunduğu kulelere siyah bayraklar asarak yerleşim yerlerini de vebalı olarak işaretlemişlerdir.

Veba salgını döneminde doktorlara ödenen ücretlerin en az iki katına çıktığı kayıtlara alınmışken, ölümlerle beraber tarlalarda çalışabilecek insan sayısında gözlenen büyük azalış hastalık döneminde ve sonrasında kıtlık meydana getirmiş, hem çalıştırabilecek işçi bulunursa onlara ödenecek ücret hem de gıdaların fiyatlarında büyük bir artış gözlemlenmiştir. Ülkeler kendi içlerindeki kıtlıkla ve ekonomik sorunlarla mücadele ederken vebanın daha fazla yayılmaması için ülkeler arası ticaret büyük ölçüde sekteye uğratılmış, bu durum ne kendi ürünlerinden ne de ticaretten açıklarını kapatamayan Avrupa için iyileşme ve kontrol sürecinin uzamasına sebep olmuştur.

Antibiyotiğin keşfine kadar Dünya üzerinde Avrupa’da etkileri daha yoğun hissedilmekle beraber pek çok veba salgını yaşanmaya devam etmiş ve veba salgınlarına her seferinde birbirinden ilginç açıklamalar getirilmiştir. Yahudi karşıtları veba salgınına sebep olarak Yahudileri göstermiş ve çeşitli katliamlar gerçekleştirmiş; Paris Tıp Fakültesi 1745’te Merkür, Satürn ve Jüpiter gezegenleri aynı hizaya geldiği için veba salgınlarının ortaya çıktığını duyurmuştur. Buna rağmen kötü havanın hastalığın oluşumunda rol oynadığına inanan Avrupalılar 1800lü yıllarda hâlâ banyo yaptıklarında temizlenmiş gözeneklerinden geçen havayla beraber hastalığın kendilerine bulaşma riskinin yüksek olduğu düşüncesiyle banyo yapmaktan uzak durmuştur.

Antibiyotiğin keşfi ile gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde veba salgınlarının artık önüne geçilmiş olduğu söylenebilir fakat Afrika ve Asya kıtalarındaki çeşitli bölgelerde hâlâ veba ölümü daha da karartan bir hastalık olarak yaşamaya devam etmektedir.



Busenur AKBAY 01.01.2020

 

Kaynakça

  1. CARROLL, Karen. Jawetz, Melnick, Adelberg’s Medical Microbiology, ‘’Yersinia and Pasteurella’’, 2013.

  2. GENÇ, Özlem. Kara Ölüm: 1348 Veba Salgını ve Ortaçağ Avrupa’sına Etkileri, 2011.

  3. AKBULUT, Ural. Veba Salgını Ortaçağ’da Avrupa’yı Yok Ediyordu, 2013.

45 görüntüleme0 yorum

İlgili Yazılar

Hepsini Gör

Commentaires


bottom of page